17 Mayıs 2018 Perşembe

DİCLE ÜNİVERSİTESİ


TARİHÇE

     Dicle Üniversitesi, 1966 yılında Ankara Üniversitesi’ ne bağlı olarak Diyarbakır Tıp Fakültesi’nin açılmasıyla ilk temellerini atmış, 1974 yılında ise Fen Fakültesi’nin açılışı ile kuruluşunu tamamlamıştır. Diyarbakır kentinin doğusunda 27 bin dekar alan üzerine kurulan Dicle Üniversitesi; bünyesinde 14 fakülte, 4 yüksekokul, 11 meslek yüksekokulu ve 4 enstitüsü, merkezi kütüphane, Merkez Araştırma Laboratuvarı, teknokent,  24 Araştırma ve Uygulama Merkezi ve örneği nadir kongre merkezi öğrencilerine modern ve çağdaş eğitim olanakları sunmaktadır.

          Köklü bir üniversite olan Dicle Üniversitesi, adını Mezopotamya ovalarını sulayan Dicle Nehri’nden almıştır. Toplam kullanılabilir kapalı alanı ise 553.052 metrekaredir. Merkez kampüsün yer aldığı Diyarbakır dışında, Diyarbakır’ın Ergani, Çermik, Çüngüş, Bismil ve Silvan ve Kulp ilçelerinde de Yüksekokulları mevcuttur.

          Dicle Üniversitesi’nin bugün 30 bin öğrenci, 3600 civarında kadrolu akademik ve idari elemanı mevcuttur. Üniversite, sunmakta olduğu öğretim hizmetleri dışında 1500 yataklı Araştırma Hastanesiyle, mevcut hastane kompleksiyle aynı zamanda bölgenin sağlık merkezi konumundadır. Üniversite Araştırma Hastanesi’nde verilen üst düzeyde sağlık hizmeti sayesinde bölgedeki vatandaşlarımız çok önemli sorunlar dışında büyük merkezlere gitmenin maddi ve manevi külfetinden kurtulmuşlardır. Dicle Üniversitesi, bölgede ihtiyaç duyulan hemen her alandaki meslek elemanlarını yetiştiren, ulusal ve uluslar arası düzeyde araştırmalar yapan ve bölge ekonomisine yönelik projeler üreten devletimizin bölgedeki en önemli kurumlarından biridir.

          Öğrenci kulüplerinin kültür-sanat faaliyetleri ve üniversite takımlarının sportif başarıları, bir taraftan kent yaşamına hareket getirirken diğer taraftan bu faaliyetler, gençleri üniversiteye özendirerek “modern topluma” geçişte önemli bir işlev görmektedir.


İLÇELERİ

Görsel sonucu

Ekonomi



EKONOMİK FAALİYETLER

İlin ekonomisi tarıma dayanır. Brüt gelirin % 40’ı tarımdan ve % 10’u sanâyiden temin edilir. 

Tarım: Diyarbakır’da 650 bin hektara yakın bir alan ekilmektedir. Tahıl başta gelen ürünüdür. Sebze ve meyvecilik gelişmektedir. Tahıl ürünü 20 sene içinde 3 misli artmıştır. Başlıca tarım ürünleri ise buğday, arpa, darı, pirinç, mercimek, baklagiller, saf pamuk, tütün, susam ve keten tohumudur. Son 10 sene içinde sebzecilik çok gelişmiştir. Hıyar, domates, patlıcan, biber, fasulye, kabak ve tâze soğan yetişir. Diyarbakır karpuzu ve kavunu iri olduğu gibi, çok lezzetlidir. Türkiye’de yetişen karpuzun % 10’a yakını ve kavunun % 5’i Diyarbakır’da yetişir. Meyvecilikte daha çok üzüm, ceviz, bâdem, nar, dut ve armut yetişir. Diğer meyveler azdır. Sun’î gübre kullanımıyla modern tarım araçları kullanımı artmıştır. Dicle, Diyarbakır’ın Nil’i sayılır. Dicle kenarındaki köylerde “Boranhane” denilen güvercinliklerde binlerce güvercin beslenir. 

Kumsal arâzide yetişen karpuzların içine küçük bir çocuk sığabilir. 34 çeşit üzüm, 7 çeşit karpuz yetişir. Karpuz çeşitleri; pembe, sürme, ferikpaşa, yafa, kara, alaca ve Mehmed Emir’dir. İri, tatlı ve kokulu kavunlarından beji, tat, mollaköy ve asma tipi meşhurdur. 

Hayvancılık: 350 bin hektara yaklaşan çayır ve mer’aları ile hayvancılığa çok elverişlidir. Hayvancılık verimi henüz düşüktür, kalite ıslahıyle üretim artacaktır. Koyun, kılkeçisi, sığır, eşek ve katır beslenmektedir. 7 bini aşan arı kovanı ile arıcılık gün geçtikçe gelişmektedir. 

Ormancılık: Orman alanı 500 bin hektar görülmekteyse de, ormanların önemli kısmı fundalıktır. Mevcut olan ormanların da verimi düşüktür. Ağaçlandırma faaliyeti devâm etmektedir. 220 köy orman içinde ve 103 köy orman kenarındadır. Mevcut ormanların ise % 70’i normal baltalıktır. 

Mâdencilik: Türkiye’nin hâlihazırda en zengin petrol yatakları Diyarbakır-Siirt sınırında Siirt’in Batman ilçesi ile Diyarbakır’ın Bismil ilçesi sınırları içindedir. Diyarbakır’da ilk petrol kuyusu 1961’de Shell tarafından açılmıştır. TPAO ise 1973’ten beri faaliyettedir. Memleketimizde senede çıkan 2.5 milyon ton ham petrol istihsâlinin yarısı Diyarbakır’dan elde edilir. Hazro ilçesinde de linyit çıkarılır. Ergani’de bakır mâdeni vardır. 

Sanâyi: Son senelerde en büyük gelişme inşaat sektöründe olmuştur. Küçük sanâyi, dokumacılık, bakırcılık, demircilik ve kuyumculuk da gelişmiştir. Fabrikaların çoğu devlet sektörüne âittir. Sümerbank Pamuklu Dokuma Fabrikası, Sümerbank Halı ve Yünlü Dokuma Fabrikası, Yem Fabrikası, Süt Endüstrisi Kurumu, Buhar ve Su Türbinleri Fabrikası, Küçük Su Türbini ve Pompa Fabrikası, Tahıl Sigorta Fabrikası ve Ergani Çimento Fabrikası vardır. 

Ulaşım: Diyarbakır ulaşım bakımından çok elverişlidir. Bütün komşu illere asfalt yol ile bağlı olduğu gibi, Elazığ-Mardin karayolu ile Urfa-Siirt-Bitlis karayolları Diyarbakır’da kesişir. Yollar düzgün ve bakımlı olup kışın bile devamlı açıktır. İstanbul-Kurtalan demiryolu Diyarbakır’dan geçer. İstanbul-Ankara-Diyarbakır uçak seferleri ise her gün yapılmaktadır. Dicle’nin bir kıyısından diğer kıyısına yolcu, eşyâ ve odunlar “kelek” ismi verilen sallarla yapılır. Motorlu araç sayısı son 10 senede 10 misli artmıştır. Buna paralel olarak da yol yapımı sür’atle artmaktadır.

11 Mayıs 2018 Cuma

AKARSU


DİCLE NEHRİ

Diyarbakır’ın Akçayurt köyü sınırları içerisinde başlar Dicle nehrinin serüveni. Öncesinde bulunan Kara Deresi ile Aktoprak Çayının birleştiği noktadan itibaren akarsu Dicle nehri olarak adlandırılır. Tarihte bir çok savaşa konu olan Mezopotamya’yı oluşturan iki nehirden biri olan Dicle nehri Basra Körfezine dökülür. Ortadoğunun hayat kaynaklarından biri olan Nehir Türkiye’ninde önemli nehirleri arasında yer alır.

Dicle Nehri Hangi İllerden Geçer?

Nehir Elazığ, Diyarbakır, Batman, Mardin illerinden geçer. Yaklaşık 40 km Türkiye – Suriye sınırında ilerleyen nehir, Türkiye – Irak – Suriye sınır üçgeninin bulunduğu noktadan Irak’a geçiş yapar. Türkiye’deki uzunluğu yaklaşık 530 km’dir. Nehrin Türkiye’deki ortalama debisi 1.014 m³/s’dir.
Nehir Türkiye’den ayrıldıktan sonra sırasıyla Musul, Tikrit, Samarra, Bağdat, Kut, Amarah ana şehirlerinden geçtikten sonra Basra’da Fırat nehri ile birleşerek Basra Körfezine dökülür. Fırat ile Dicle’nin birleştiği bölgeye Şattülarab denir.

Tarihte bir çok konuda ismi geçen ve bir çok medeniyet tarafından hedef haline gelen Mezopotamya, Fırat nehri ve Dicle nehri arasına verilen isimdir. Bu nehirlerin yarattığı bereketli topraklar bir çok uygarlık için pahabiçilemez olarak nitelendirilmiştir.


Dicle Nehrinin İsimleri
Dicle Nehrine;
Sümerler, İdigna
Elamlar, Tigira
Yunanlar, Tigris
Akatlar, İdiklat
İbraniler, Hiddikel
Süryaniler, Diklat;
ve son olarak Türkler, Dicle ismini vermiştir.



BARAJLAR

DİCLE BARAJI
  
İşletilen santral 110 MWe kurulu gücü ile Türkiye’nin 131. Diyarbakır’ın ise 3. büyük enerji santralidir.


DEVEGEÇİDİ BARAJI

KARAKAYA BARAJI


KRALKIZI BARAJI



















10 Mayıs 2018 Perşembe

İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ



 İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ




İklim

  Diyarbakır'da sert bir kara iklimi egemendir. Yazları çok sıcak geçer. Ama, kış soğukları Doğu Anadolu'nda olduğu kadar şiddetli değildir. Bunun başlıca nedeni, Güneydoğu Toroslar yayının kuzeyden gelen soğuk rüzgarları kesmesidir. İl merkezindeki meteoroloji istasyonunun gözlemlerine göre, en sıcak ay ortalaması 31 derece, en soğuk ay ortalaması ise 1,8 derecedir. Bugüne değin ölçülen en yüksek sıcaklık 46,2 derece ile 21 Temmuz 1937 gününde, en düşük sıcaklık ise -24,2 derece ile 11 Ocak 1933 günü olmuştur.                         Son yıllarda yapılan barajların oluşturduğu yapay göller (Karakaya, Atatürk, Batman, Silvan Barajları) geniş buharlaşma yüzeyleri oluşturmaktadır.Bu nedenle de Diyarbakır Havzası'nın kuru havasının nisbi neminde bir artış olmuştur. Ortalama nispi nem, en çok Aralık ve Ocak aylarında ölçülmüştür. Bu aylarda % 77'ye çıkar.Temmuz-Ağustos aylarında ise nispi nem değerleri % 20'ye düşmektedir.  KAYNAK:Diyarbakır Meteoroloji Bölge Müd.             

Bitki Örtüsü

   Doğal bitki örtüsünü, genellikle otsu bitkilerin ağır bastığı bozkır bitkileri oluşturur. Bunlar ilkbaharda kısa bir süre içinde yeşerip çiçeklenir, ama yağışların kesilmesiyle yaz başında kururlar. Çevredeki dağlar, yer yer meşe ormanlarıyla kaplıdır. Orman bakımından çok yoksul olan Karacadağ'ın Diyarbakır ili içindeki kesimlerinde yer yer meşe topluluklarına rastlanır. Ama ormanlar, ilin toplam yüzeyinin onda birini bile bulmaz.  

TATLILAR


BURMA KADAYIF




KÜNEFE


SÜTLÜ NURİYE